9 Şubat 2012 Perşembe

Zembereği Boşalmanın Tahlili

Bir komedyen
Komik bulduklarımızın ne gibi ortak özellikleri olduğu üzerine epey düşündüm. Komik budur veya bu değildir diyebilir miyiz? Herkes aynı duruma aynı derecede gülmediği için bu sıfatın göreceli olduğunu söylenebilir fakat komik bir olay pek çok kişiyi az çok etkileyebildiği için kendine mahsus bazı özellikleri de taşıyor olmalı. Nihayetinde komik olaylar için bir tane ortak özellik buldum gibi oldum: Aklıma gelen bütün komiklik örnekleri hep başkasının ezikliğini ve bizim üstünlüğümüzü ima ediyordu.

Mesela birisi aptal numarası yapsa, veya gerçekten aptalca bir söz söylese, veya başından aptalca bir olay geçse komik oluyor.

Hem mesela bir espiriyi anlamak veya ilginç ama saklı bir detayı farketmek de gerçekten komik. Biraz düşündük ve anladık espiriyi, o halde biz zekiyiz. Şimdi bunu başkasına satmalı ve zekamızla övünmeliyiz.

Hem mesela hazır cevaplar, mat etmeler, yardırmalar da hoşumuza gidiyor. Komik buluyoruz, eğleniyoruz. Başkaları birbirini laflarıyla ezerken de kendimizi üstün tarafla özdeşleştiriyor ve kendimize pay buluyoruz.

Hem mesela birinin taklidini yapmak veya karikatürünü çizmek de çok komik. Birinin hareketlerini taklit edebilir ve fiziksel özelliklerini karikatürize edebiliriz. Böylece karşıdakini o kadar basite indirgemiş ve kendimizi de onu kuşatabilecek kadar yüceltmiş oluruz.

Hem mesela filmlerde aç susuz bir fakir karşısında tıka basa yemek yiyen bir adam düşünün. Fakir ağzını yalamaya başladığında obur adam nasıl da kahkaha atıyor değil mi?

Yine mesela alay etmek, küçük düşürmek, rezil olmak gibi fiilleri de kahkahalar takip ediyor.

Ezenler ve ezilenler... Sadece izleyici konumda olduğumuzda bile ya psikanalitik yaklaşımda bahsi geçen "özdeşim kurma mekanizması"nı çalıştırıp ezen kişinin başarısını sahipleniyoruz da gülüyoruz veya ezilenin bizden aşağı olduğunu görüp benliğimizi tehditlerden uzak bulduğumuz için gülüyoruz. Bazen psikososyal yaklaşımda bahsi geçen "tepkiyi kolaylaştırıcı etki" niyetine arkadan gülme efekti verilse fena olmuyor.

Bu komikliklere gülme tepkisini vermemiz biliçsizce gerçekleşiyor. Mesela kendimizle övündüğümüzü farketmiyoruz; farkettiğimizde komik olmuyor. En çok ansızın karşılaşıp düşünmeye fırsat bulamadığımız olaylarda gülüyoruz; bilincimiz yerine oturunca komiklik gidiyor. Ezilenin duygularını da ilk başta düşünemiyoruz; onları farketmeye ve hissetmeye başladığımızda komiklik son buluyor. Taş kalpli olan yine pek farkına varamıyor olayın, ezmeye devam ediyor. Belki çok gülmenin kalbi öldürmesi de bunla alakalı.

Not: Müellif ölmeden önce bu garip fikirlerinden rücu etmiştir.

Hiç yorum yok: