3 Kasım 2022 Perşembe

Banka Promosyonu Faiz Midir?

Bu yazıda, başlıktaki sorunun cevabını vermeyeceğimi baştan söyleyeyim. İnsanlar konu hakkında fikir sahibi olsun ve cevabını bildikleri bir konuda fetva almak için bir hocaya gitmeden önce kalbine bir danışsın diye bu yazıyı yazmaya başladım. Bu yazı faizin tanımıyla başlayıp sonra banka promosyonunun özelliklerine doğru ilerleyecektir.

Borç verilen bir para veya mal belli bir süre sonunda belirli bir fazlalıkla alındığında o fazlalığın adı faiz olmaktadır. Mesela bir bankanın mevduat hesabına para yatırılarak o bankaya borç verildiğinde, vade sonunda anaparanın üzerinde alınacak fazlalık faizdir. Faiz, borca muhtaç birinin bu zayıflığından faydalanarak emeksiz ve hemen hemen risksiz para kazanmayı sağlar. Faizli borç verenler kendilerini haklı çıkarmak için bunu bir yatırım olarak görür. Yatırım, gelecekte daha fazla fayda elde etmek için bugünkü faydadan vazgeçmektir. Mesela gelecekteki ürün satışından sağlanacak daha fazla gelir için bugün ticaret veya sermaye harcaması yapmak bir yatırımdır. Bazı iktisatçılar bunu reel yatırım olarak isimlendirip faizli borcu finansal yatırım olarak isimlendirir. Allah, borcu ticarete benzetip faizini istemekten sakındırarak faiz teorisinin yerine İslam'ın ilkelerini koymaktadır:

Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, “Alım satım da ancak faiz gibidir” demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır. (Bakara Suresi, 275)

Borç bir yardımlaşmadır ve faydası ahirettedir. Müslüman bir toplumda borçveren verdiği bir borçtan dünyevi bir fayda aramamalı ve borçalan da borçvereni dünyevi zarara uğratmamalıdır. Günümüzde kimsenin kimseye borç vermemesinin alternatifi borca faiz eklemek değil, karşılıklı güvenin sağlandığı müslüman bir toplum inşa etmektir. Faizin günümüzde zaruri olduğunu düşünen birinin önce kendine bakması gerekir. Borçverenin ihtiyacını düşünmeden borcu bedava para olarak görüyor mu? Herkesin böyle düşündüğü bir toplumda kimse kimseye borç vermeyecektir ve herkes bir ihtiyacı bahane edip borç arayacaktır. Yakın bir zamanda bir kuruşunu bırakmayıp fazlasını isteyen bir adamın "ehl-i tarik özverili olmalıdır" demesine şahit oldum. Bazen söylediğimiz söze göre kendimizi tartamıyoruz. Borç alırken/verirken dünya için değil ahiret için yarıştığımız zaman kendimizi ihtiyaç sahiplerine faizsiz borç verirken bulacağız.

Faizin tanımı basit olsa da günümüzdeki her bir işlemin ne derece faizli olduğuna karar vermek zor olmaktadır. Bunun nedeni, bankaların müşteri çekebilmek için finansal işlemlerini çeşitlendirmede oldukça mahir olmasıdır. Bankaya borç para verilmesi farklı şekillerde olabilir. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir.

İlk olarak banka, borç verene faizi dönem sonunda ödemek yerine dönem başında ödemeyi tercih edebilir. Mesela bugün yatırılan 100 TL anapara için, bugün 10 TL faiz ve vade sonunda 100 TL anapara ödeyebilir. Bu durumda bankaya gerçekte 90 TL borç verilip vade sonunda 100 TL geri alınmış ve %11 faiz oranı uygulanmış olmaktadır.

İkinci olarak, bankanın uyguladığı faiz oranı belirsiz olabilir. Mesela bugün yatırılan 100 TL anapara için vade sonunda 100 TL anaparaya ilave olarak gelecekteki duruma göre 5 TL ile 20 TL arasında değişen bir faiz ödemeyi taahhüt edebilir. Banka vade sonunda bu aralıktaki bir fazlalığı ödediğinde sabit bir anaparaya %5–%20 aralığında değişken bir faiz oranı uygulamış olmaktadır.

Üçüncü olarak, bankanın bir aralıktaki anaparaya ödeyeceği faiz tutarı sabit olabilir. Mesela banka bugün 25 TL ile 100 TL arasında para yatıran herkese vade sonunda anaparaya ilave olarak 5 TL faiz ödemeyi taahhüt edebilir. Banka anapara ve faizlerini ödediğinde, yatırımcının anaparasına göre %5–%20 aralığında bir faiz oranı uygulamış olmaktadır. Mükemmel piyasalarda her bir yatırımcının bankaya asgari 25 TL'yi yatırıp kalan parasını başka bir yerde değerlendirmesi beklenebilir fakat gerçekte paranın bu şekilde bölünmesinde engeller vardır. Mesela insanlar maaş ve satış bedeli gibi alacaklarını banka aracılığıyla tahsil ettiklerinde veya gelecekteki ödemeleri için bankaya para yatırdıklarında mevduat hesaplarındaki tutar tam olarak 25 TL olmayabilir.

Dördüncü olarak, bankanın belirsiz bir anaparaya ödeyeceği faiz tutarı sabit olabilir. Mesela banka yarın 100 TL para yatırmaya söz veren herkese vade sonunda anaparasına ilave olarak 5 TL faiz ödemeyi taahhüt edebilir. Yatırımcılar söz verdikleri tutarı yatırmasalar bile banka tahhüt ettiği 5 TL'yi ödemeye niyetlidir. Gerçekleşen faiz oranı ise bankaya yatırılan tutara göre değişmektedir. Mesela faiz oranı 100 TL anapara için %5 olmakta, 25 TL anapara için faiz oranı %20 olmakta ve 0 TL anapara için sonsuz olmaktadır. Mükemmel piyasalarda her bir yatırımcının bugün söz verip kampanyaya katılarak yarın hiç para yatırmaması beklenebilir. Ancak insanlar genellikle bankanın sağladığı ödeme kolaylıklarından faydalanmak için banka aracılığıyla tahsil ettikleri maaşlarını hemen çekmeyip bankanın bunu borç olarak kullanmasına izin vermektedir. Maaşı bir bankaya yatan iki kişiden birisi maaşını yattığı ilk günden başka bankaya aktarsa da diğeri iki aylık maaşını bankada tutabilir. Bu nedenle mevduat hesaplarındaki ortalama tutar sıfırdan büyük olmaktadır.

Beşinci olarak banka, bir kurumun maaşları yatırmak için kullanacağı banka olarak kendisini seçmeleri için o kurumun personeline peşin sabit bir promosyon önerebilir. Mesela banka, maaşların yatırılması için belli bir süre için kendini tercih eden ve bir sözleşme imzalayan kurumun personeline sözleşmedeki ay sayısı kadar peşin 10 TL ödemeyi taahhüt edebilir. Her bir personelin maaşından para biriktirme davranışı ve biriktirdiği parasını bankada tutma tercihi birbirinden farklıdır fakat toplamda veya ortalamada bu farklılıklar önemsizdir. Ortalama bir personelin ortalama bir günde maaşının yattığı mevduat hesabında 1.000 TL para tutacağını ve bankanın bunu borç olarak kullanmasına izin verdiğini varsayalım. Banka bu tutarı tecrübelerine dayanarak doğru bir şekilde tahmin edebilmektedir. Bu nedenle banka için maaş sözleşmesi, kişi başına ortalama 1.000 TL'nin sözleşme sonuna kadar bankaya borç verileceği anlamına gelmektedir. Banka bu borç için rakip bankalar ile yarışmaktadır ve borcun fiyatı olarak kurum personeline promosyon önermektedir. Bu promosyon bir hediye değildir çünkü maaş sözleşmesi imzalanmadığı takdirde banka borcu alamayacağı için promosyonu ödemeyecektir.

Banka ile maaş sözleşmesi imzalayan kurumun personelini tek bir temsili yatırımcı, cemiyet veya şirket olarak düşündüğümüzde bankanın toplam anaparaya ödediği toplam faiz ile o tek temsili yatırımcıya uygulanan ortalama faiz oranı hesaplanabilir. Bankanın bu ortalama faiz oranı hakkında bir beklentisi vardır ve piyasa faiz oranını aşmayan bir oranla borç almayı umduğu için promosyon kampanyası yapmaktadır. Mevduat hesaplarındaki ortalama 1.000 TL anapara için banka aylık 10 TL faiz ödediğinde aylık faiz oranı ortalama %1 olmaktadır. Bu faizler dönem başında peşin ödendiğinde gerçek faiz oranı %1'den biraz daha yüksektir. Banka ile sözleşme yapan kurumda maaşını yatar yatmaz çeken veya başka bankaya aktaran personel bulunabilir. Bu personelin alacağı promosyon, ferdi olarak bankaya vereceği bir borcun karşılığı değildir fakat cemiyetinin bankaya ortalama %1 faizle vereceği borcun faizinin kendisine düşen karşılığı olabilir.

Yukarıda promosyonun faiz olmasını ortaya çıkarabilen iki durum ortaya kondu. Birincisi, promosyonun karşılıksız bir hediye olmayıp potansiyel bir borç karşılığı olmasıdır. İkincisi de, promosyon için birlikte hareket eden personelin, bankaya sağlanacak borç karşılığında faiz alıp bütün üyelerine eşitçe paylaştıran bir şirket gibi davranmasıdır. Güncel uygulamanın ne derece bu durumları içerdiğini görmek için bir kurumda yetkili olan sendikanın üyelerine gönderdiği iki mesaj aşağıda sunulmuştur:

Değerli üyemiz ... bankası ile kurumumuz arasında devam eden promosyon ihalesinin revize edilmesini istemiştik. Bütün çabalarımıza ve sözlü yazılı-yüzyüze görüşmelerimize rağmen olumlu bir güncelleme yapılmamıştır. Bu nedenle bankayı boykot etmek için hesaplarımızı, kredi kartlarımızı, otomatik ödeme talimatlarımızı tüm yatırımlarımızı kapatıp başka bankaya aktarmak için pazartesi günü yönetim kurulumuzla bankaya gideceğiz. Bu süreçte tüm üyelerimizi ve personelimizi boykota davet ediyoruz.

Değerli üyemiz çabalarımız sonuç verdi. 15 ay için bu ay sonuna kadar hesaplara yatmak üzere 13500 ye ... bankasıyla anlaşma sağlandı. Bilginize. İyi ki ... sendikamız var.

Mesajlarda, hesaplardaki paranın ancak ek promosyon karşılığında aynı bankada tutulmaya devam edeceği, aksi halde başka bankaya aktarılacağı ima ediliyor. Ayrıca sendika üyelerinin ortak hareket ederek boykot etmesi tavsiye edilip elde edilen başarının mutluluğu üyelerle paylaşılıyor. Banka mevduat hesabında para tutulması demek o bankaya borç verilmesi demektir. Bu nedenle bir personel, aldığı promosyonun bankaya vereceği bir borç karşılığı olmaması için maaşlarını yattığı anda başka bir yere aktarmayı tercih edebilir. Fakat çoğu personel parasını bankada tutmaya devam etmektedir. Bunun delili, bankanın promosyon önermesi ve sendikanın bunu yeterli bulmayıp boykota davet etmesidir. Parasını bankada tutmayan personel promosyon miktarının artması için yapılan çabaya destek olduğunda, parasını bankada tutan personelin borç karşılığı olarak alacağı para için de mücadele etmiş olmaktadır. Parasını bankada tutmayan personel sendikanın çağrısına ancak kalben katılabilir çünkü zaten o bankada çekecek parası yoktur. Sendikanın promosyon miktarını yükseltmek için çabasına ve başarısına sevindiği derece o cemiyetin şahs-ı manevisine ve faiz gelirine ortak olabilir. Müslüman birinin yapması gereken şey, verilecek borç karşılığında bir fazlalık alınmaması gerektiğini savunmaktır.

Promosyonu bankaya mı bırakalım gibi bir itiraz gelebilir. İlk olarak şunu hatırlatmakta fayda var: Bir borç bankaya da verilse fakire de verilse o borç için alınan fazlalık faizdir. İkinci olarak, faizli bir bankanın verdiği hediye hiçbir borcun karşılığı olmasa bile, o hediye faizle kazanılan bir paradan verilmektedir ve potansiyel müşterinin o bankaya karşı olumlu tutum geliştirmesi için verilmektedir. Üçüncü olarak, bankaların amacı faiz gelirini maksimize etmektir. Daha fazla faiz geliri için daha fazla mevduat aramaktadır. Daha fazla mevduat için faiz, hediye ve kampanyalar sunmaktadır. Allah günahların cazibesinden bizi korusun.